Almanya'nın Baltık denizi kıyısında şirin, turistik bir ada olan Rügen
Adası, 2. Dünya Savaşı sırasında çok gizli
olaylar içinde yer aldı.
2. Dünya Savaşı'nın başlarında Nazi Almanya'sı pek çok gizli proje
yürütmekteydi. Bu projelerden birisi Atom Bombası üretimiydi. 1940'lı
yıllara değin Avrupa'da çeşitli ülkelerde radyoaktivite üzerine
çalışmalar yapılmaktaydı. Radyoaktiviteyi silah olarak kullanmak bir
sır değildi. Meşhur Görecelik kuramı açıklayan Albert Einstein savaşın
başlarında ABD'ye kaçmıştı. Sonra iddialar göre ABD Başkanı'na bir
yazarak, Nazi'lerin atom bombası yapabileceklerini söylemişti.
Nazi'lerin Atom Bombası üretme projelerinin adı
" Uranverein " olarak
biliniyordu. İddialara göre Nazi'ler atom bombası yapmışlardı.
Atom Bombası denemelerini de Rügen Adası'nda şahitler önünde
yapmışlardı.
Araştırmacı tarihçi Rainer Karlsch, son kitabı ‘Hitler’s Bombe’de
Nazi'lerin savaşın son yıllarında başarılı nükleer silah denemeleri
yaptığını iddia etmiş ve Nazi bombası ile ilgili bitmeyen tartışmayı
alevlendirmişti. Karlsch, kitabında Nazi rejiminin Rügen adası ve
Thüringen eyaletinde nükleer denemeler yaptığını ve bunun sonucunda
savaş esirlerinin korkunç bir şekilde öldüğünü savunuyordu. Patlama
sırasında ölmeyen esirlerin ise ağır yanıklar altında acı çektikleri
görülmüştü.
Rainer Karlsch, kitabının diğer bölümlerinde Nazi'lerin üretmek
istediği atom bombaların adeta elde taşınabilen mini nükleeer bombalar
olduğunu söylüyordu. 1940'lı yıllara göre oldukça ileri bir projeydi.
Nazi'ler " Atom Bombası " terimini yerine ‘Zerlegungsbombe’ denilen
ve yerle bir edici bomba anlamına gelen bir kelime kullanıyorlardı.
Yine kitaba göre Nazi nükleer bombasının yapımında iki ayrı bilim
ekibinin, Werner Heisenberg ve Kurt Diebner, birbirleriyle yarış
halinde olduğunu vurgulanıyordu. Bunlardan Diebner ilk Nazi atom
bombası denemesini Mart 1945’te Thüringen Eyaletinde gerçekleştirdi.
Dünyanın en önemli fizikçilerinden Werner Heisenberg'in ise bu çalışmaları
kasten yavaşlattığı iddia ediliyordu.
Thüringen Eyaletindeki çalışmayı da gizli servis SS Generali Hans Kammler’in
yürütüyordu. Bu çalışmalarla ilgili bilgiler en erken 21 Mart 1945’te Hitler’e ulaştı.
Bu duruma göre; Führer’in bu konular ile fazla ilgilenmediği, önceliği Berlin’in
savunmasına vermeyi tercih ettiği tahmin ediliyor, ancak bunlara dair yazılı veya
resmi doküman bulunmuyordu.
Bu projenin yürütüldüğü tesisler Berlin yakınlarındaki Gottow köyünde
bulunuyordu.Norveç'ten gelen Ağır Su adlı bir maddenin de yardımıyla atom
bombası materyalleri üretiliyordu. Gizli tutulan tesisin, büro, laboratuvar ve atölyeler dahil
olmak üzere 5 binalık bir kompleksten oluşuyordu. Tesiste çalışanlar
radyoaktif ışınlara karşı yeteri kadar korunamıyorlar ve çoğunluğu
acı çekerek ölüyordu.
Bu yukarıdaki bilgiler haricinde; Avusturya’nın Krone isimli gazetesi,
Nazi Almanya'sındaki Mauthausen-Gusen Toplama Kampı’nda belgesel çeken
yönetmen Andreas Schauberger’in, 1939’da verdiği röportajı yayınladı.
Gizli tüneller keşfeden Schauberger, tünelin içindeki gizli bölmelerde
gizli silahlar ve ‘Atomik kaya patlaması’ ismi geçen araştırma projesinden
bahsediyordu. Sovyetler tarafından patlatılan tünelleri, 2002 yılında bir emlak
şirketi betonla doldurdu. Haber üzerine harekete geçen Avusturyalı araştırmacılar,
bölgeleri kazmaya başladı. Ancak, somut bir kanıta ulaşılamadı.
Nazi'ler Atom Bombası denemelerine İtalya'nın önde gelen muhabirlerinden Luigi Romersa'yı davet etmişlerdi. Gazeteceliği dışında özel bir hükümet
yetkilisi olduğu iddia edilen 27 yaşındaki genç adam çok ilginç şeylere
şahit olmuştu.
Luigi Romersa 1917 yılında doğdu. 2007 yılında öldü yaşamı boyunca hep ilginç
tarihsel olayları aydınlatmaya çalıştı. İtalyan savaş muhabiri olarak Nazi'lerin
Atom Bombası üretim tesislerini gezdi. 12 Ekim 1944 tarihinde Rügen Adasında dünyanın ilk
nükleer bomba denemesine sahit oldu. Genç gazeteci bu konuyu aşağıdaki sözleri
ile belirtir.
" Yetkililer beni son derece kalın camdan penceresi olan
beton bir sığınağa götürdü. Patlama sinyali verildikten sonra korkunç bir
sarsıntı hissettik. Ardından ani ve kör edici bir ışık patlaması ile kalın bir duman
sütun ortaya çıktı. Bu sütun bir çiçek şeklini aldı.Yetkililer bombanın etkileri geçene
kadar bir kaç saat daha kalmamız gerektiğini söyledi. Dışarı çıkış izni geldiğinde yetkililer
bize asbestten yapılmışa benzeyen ceket ve pantolon takımları getirdiler. Bunları giydik ve
dışarı çıktık. Etraf kapkara yanık etkileri ile trajik bir görünüme kavuşmuştu. Hiç bir şey
hayatta kalmamıştı. Ağaçlar kömüre dönmüştü, deneme amaçlı ortalıkta bulunan çiftlik hayvanları
ise küle dönüşmüşlerdi. "
Luigi Romersa bu gördüklerini hayatı boyunca verdiği röportajlarda sözlü olarak belirtmiş ama
asla yazılı bir kanıt ileri sürememiştir.
Nazi'lerin bu gizli çalışmalarını Rusya'nın lideri Stalin dikkatle takip ediyordu. Stalin'in
casuslarından olduğu şüphelenilen Clare Verner , 2 mart 1945 tarihinde Turingen Eyaletinde olan patlamayı şöyle
anlatıyordu.
" Bir yamaçta duruyordum. Buraya çok uzak olmayan Ohrdruf ilçesi yakınlarındaki askeri eğitim
üssünde beklenmedik ani bir ışık patlaması gördüm. Etrafa sarı ve kırmızı renklerde cıva'ya benzeyen
maddeler yayıldı. Ani parlaklık ardından , korkunç bir rüzgar etrafı kasıp kavurdu "
Nazi'lerin yaptığı bu ilk atom bombaları, ABD'nin Hiroşima ve Nagasaki'ye attığı bombalara göre oldukça
düşük etkilere sahiplerdi. Nazi'lerin 1945 mart ayındaki ilk denemelerinden 5 ay sonra ABD “TRINITY test” adıyla
16 Temmuz 1945 günü Alamogordo’da ilk resmi atom bombası testini yaptı.
Daha da ilginç olan ise Nazi Almanya'sı Gazeteci Luigi Romersa'nın gördüğünü iddia ettiği atom bombası denemesinden
8 ay sonra müttefik kuvvetlere teslim olmuştur.
Nazi'lerin, Müttefik kuvvetler tarafından yapılan her türlü
sabotajlara rağmen atom bombası üretmekleri
o zamanki şartlara göre oldukça şaşırtıcı bir başarıdır. Bu başarılara rağmen Hitler'in bu sonuçlar ile
fazla ilgilenmemesinin nedeni hala belli değildir.
Bazı kaynaklar bu çalışmalardan elde edilen nükleer mekanizmaların başka gizli projeler için kullanıldığını
iddia etmektedirler. Başka kaynaklar ise Nazi Nükleer programının tümüyle uydurma olduğunu da söylemektedirler.
Savaştan sonraki zamanlarda Rügen Adası ve Turingen Eyaleti bölgelerinde herhangi bir radyoaktivite problemi
bildirilmemiştir.
Rügen Adasında, Nazi'lerin tatil yapmaları için lüks tatil köyleri yapılmış ama asla tam olarak
faaliyete geçmemiştir.
|